13 Kasım, 2008

Neskup

Bu aralar oğlum sabah 6'da kalkmayı adet haline getirdiğinden sabah evden çıkana kadar birşeyler yapmaya zaman bulabiliyorum. Bu neskuplar da, akşam için puding pişireyim bari diye düşünürken puding paketinin arkasında gördüğüm tarif ile yapıldı. Küçük bebeği olan ya da zamanı kısıtlı bayanlara yapımı pratik, sunumu hoş bir tatlı alternatifi olması dileğiyle:)



Malzemeler:

  • 1 paket kakaolu puding
  • 4 su bardağı süt
  • 1 poşet krem şanti
  • 1,5 tatlı kaşığı granül kahve

Yapılışı:

  • 3 su bardağı sütü bir tencereye boşaltın ve kakaolu pudingi üzerine ekleyerek orta ateşte sürekli karıştırarak pişirin.
  • Puding piştikten sonra yarısını 5-6 kaseye paylaştırın, diğer yarısını soğumaya bırakın.
  • Granül kahveyi bir su bardağı sütte eritin ve bu süt ile krem şantiyi hazırlayın.
  • Krem şanti kıvam aldıktan sonra soğumaya bıraktığınız pudingi de ekleyin ve 1-2 dk daha çırpın. Elde ettiğiniz bu karışımı da kaselerin üzerine paylaştırın.
  • Buzdolabında soğuduktan sonra üzerine çikolata rendeleyerek servis yapın.

Afiyet olsun...

23 Ekim, 2008

Ayva Tatlısı

Büyüklerimiz ayva çok oldu mu o kış sert geçer derler. Bu sene inşallah ayva çoktur ve kış sert geçer, bol bol kar yağar. Böylece hem barajlarımız dolar hem de sık sık ayva tatlısı yapma imkanımız olur:)


Malzemeler:
  • 4 adet ayva
  • 8 çorba kaşığı toz şeker
  • 8 adet karanfil
  • 1 çay bardağı su

Yapılışı:

  • Ayvalar ilk olarak yıkanır ardından dikine ikiye bölünür ve kabukları soyularak orta kısımdaki çekirdekli sert kısımlar çıkarılır, ancak çekirdekler atılmaz saklanır.
  • Pişireceğiniz kapaklı bir kaba (ben teflon bir tencere kullandım) çukur kısımları üstte kalacak şekilde yerleştirilir. Her ayvanın içerisine 1 adet karanfil ve ayva çekirdeklerinden 2-3 adet koyulduktan sonra (artan ayva çekirdeklerini de tencereye koyun) yine her ayvanın üstüne 1 çorba kaşığı şeker serpilir (çok tatlı seviyorsanız şeker miktarını artırabilirsiniz) ve 1 çay bardağı su da tencereye ilave edilerek tencerenin kapağı kapalı bir şekilde pişmeye bırakılır.
  • Pişme esnasında ara sıra kontrol ederek hafif yumuşama başladığında ayvalar ters çevrilip diğer kısımları da bir miktar pişirilir. Ayvalar renk aldığında ve yeterince yumuşama sağlandığında işlem tamam demektir:) Benim ayvalar bu tencerede pişme esnasında yeterince renk almadığı için ben biraz da fırınladım. Fırınlama aşamasında ayvaları çukur kısımları üstte kalacak şekilde bir borcama dizdim ve pişirme suyunu da ilave ederek istediğim rengi elde edene kadar fırında tuttum. Fırınlanma işlemi şart değil, ama sanırım o da ayrı bir lezzet katıyor tatlıya...
  • Ayvalar pişip oda ısısına kadar soğuyunca buzdolabına koyup bekletilir ve ikram öncesinde üzerine kaymak koyulup (isteğe bağlı) nar ile süslenerek sunulur.

Afiyet olsun...

21 Ekim, 2008

Cheesecake ~ Peykek

Cheesecake mi demeli peykek mi karar veremedim, tercihi size bırakıyorum...



Malzemeler:

  • 600 gr. krem peynir
  • 1 bardak toz şeker
  • 5 tatlı kaşığı mısır nişastası
  • 4 adet yumurta
  • 1 paket krema (200 ml)
  • 1 limonun suyu ve kabuğunun rendesi
  • 1,5 paket yulaflı bisküvi (240 gr)
  • 125 gr tereyağı

Üzeri için:

  • 1 paket krema (200 ml)
  • 150 gr bitter çikolata

Yapılışı:

  • Bisküvileri mutfak robotunda ya da döverek kırıntı haline getirin ve erittiğiniz tereyağı ile iyice karıştırın.
  • Kalıbının kenarlarını fırça yardımıyla yağlayıp, tabanına pişirme kağıdı yerleştirin.
  • Bisküvi karışımını kek kalıbının tabanına boşaltıp, her tarafta eşit yüksekliğe gelecek şekilde bastırın ve sonra buzdolabına kaldırın.
  • Karıştırma kabınıza krem peyniri, mısır nişastası ve toz şekeri ekleyip mikser ile çırparak kalın bir krema kıvamına getirin.
  • Yumurtaları birer birer bu karışımın içine kırarak çırpmaya devam edin. Bu aşamada dikkat etmeniz gereken şey, yumurtaları çok fazla çırpmamak (mümkünse bir çırpma teliyle çırparsanız daha iyi olur), aksi halde kekinizin üstünde pişerken çatlaklar oluşabilir.
  • Son olarak kremayı, limon kabuğu rendesini ve suyunu da bu karışıma ekleyip karıştırdıktan sonra kek kalıbının içindeki bisküvi tabanının üzerine dökün.
  • Önceden 175 derece ısıya getirdiğiniz fırında yaklaşık 10 dakika kadar pişirip, 10 dakika dolunca fırının ısısını 90 dereceye düşürün ve bu düşük ısıda yaklaşık 60-70 dakika daha pişirmeye devam edin. Kekin tam ortası ıslak veya parlak değilse pişmiş demektir.
  • Cheesecake oda ısısına gelince buzdolabına koyup, üstünü kapatmaksızın bir gece bekletin.
  • Kremayı kaynama noktasına kadar ısıtıp, parçaladığınız çikolata parçalarını kremanın içine ilave edin ve çikolata eriyip homojen bir karışım elde edene kadar sürekli karıştırın. Oda ısısına geldiğinde cheesecake üzerine dökün ve düzgün bir şekilde yayın. Çikolata tabakasının sertleşmesi için tekrar buzdolabına kaldırın.

Afiyet olsun...

09 Ekim, 2008

Brownie

Bayram tatilinde yaptığım denemelerden biri de tarifini Cafe Fernando'dan aldığım bu brownie oldu. Brownie bana hep lisans yıllarımı hatırlatır, çünkü en yakın arkadaşım Calimero ile ders aralarında sıcak çikolata ve brownie alıp yemeye bayılırdık... Bu bayram tatilinde de eşim tezi için çalışmak zorunda olduğundan, ben de ona brownie yapmaya karar verdim. Evde fındık-ceviz-antep fıstığı bulamayınca üzerini damla çikolata ile süslemek zorunda kaldım, dolayısı ile çok yoğun çikolatalı bir brownie elde ettim; bu durumda yanına sıcak çikolata yapsam komaya girebiliriz diye kahve ile ikram etmeyi tercih ettim:)

Malzemeler:

  • 250 gr bitter çikolata, doğranmış
  • 125 gr tereyağı
  • 1 1/2 su bardağı şeker
  • 4 yumurta
  • 1 paket vanilya
  • 3/4 su bardağı + 2 çorba kaşığı un
  • 1/2 çay kaşığı tuz

Üzeri için:

  • 160 gr bitter çikolata
  • 1/2 su bardağı damla çikolata

Yapılışı:

  • Fırınınızı önceden 180C’de ısıtın. 20 cm’lik kare bir pişirme kabını yağlayıp, kabın bütün kenarlarından 5′er santim dışarı sarkacak şekilde parşömen kağıdı serin.
  • Tereyağını ve bitter çikolatayı benmari usulü eritin. Oda sıcaklığına gelmesini bekleyip ardından şekeri ekleyin ve çırpın.
  • Teker teker yumurtaları ekleyin ve çırpmaya devam edin. Ardından vanilyayı ekleyin ve karıştırın.
  • Un ve tuzu çok karıştırmamaya özen göstererek bu karışıma ekleyin.
  • Fırın kabına boşaltıp üzerini spatula yardımıyla düzleyin ve 35-40 dakika pişirin.
  • Fırından alıp oda sıcaklığına gelmesini bekleyin.
  • Bitter çikolatayı benmari usulü eritin ve 5-10 dakika bekleyin. Ilık çikolatayı brownie'nin üzerine dökün. Tepesine de damla çikolataları serpiştirin ve çikolatanın sertleşmesi için buzdolabında bekletin. Soğuk servis yapın.

Not:

  • Ben kare kalıp yerine yuvarlak borcamda pişirdim, borcamın taban alanı 20 cm'lik kare kalıba göre daha büyük olduğundan brownie daha ince oldu.
  • Pişirme esnasında 20 dk'dan sonra kontrol etmeye başlayın, ben 35 dk pişirmeme rağmen üzeri biraz kurumuştu:(

Afiyet olsun...

03 Ekim, 2008

Kurabiyeden Truffe

Eşimin bir lise arkadaşı ve hanımı, TEK doğduğunda bizi ziyarete geldiklerinde elleri boş gelmemiş ve ev yapımı börek getirmişlerdi. TEK neredeyse 9 aylık oldu ama o böreklerin geldiği tabak hala bizdeydi. Arada görüşmemize rağmen hep unutmuştum. Bu bayramda, ziyaretimiz öncesinde bu basit ama lezzetli truffe'ları yaptım. Ben, Brezilya'ya giderken yapıp götürdüğümüz, ama yiyemeden geri getirdiğimiz ve buzlukta beklettiğim kurabiyeleri kullandım; siz evde ne varsa onu kullanabilirsiniz. Eşimin arkadaşı pilot olduğu için ve sık sık yurtdışına çıktıklarından olsa gerek, Brezilya'yı gezip gelmiş kurabiyelerle yapılan bu truffe'ları pek sevdiler:)


Malzemeler:
  • Hazır kek ya da evde yapmış olduğunuz kek ve kurabiyelerden artanları kullanabilirsiniz.
  • 3-4 kaşık kakao
  • 3-4 kaşık istenen türde reçel (ben vişne reçeli kullandım, çikolata-vişne ikilisi güzel oluyor)
  • ½-1 çay bardağı süt (cıvıtmadan ıslatacak kadar)
  • Fındık yada ceviz (iri kırılmış)
  • Kuru üzüm vb. ince doğranmış meyve parçacıkları
  • Üsütünü kaplamak için: pasta süsü ve/veya hindistancevizi
Yapılışı:
  • Malzemeleri birbirine karıştırıp iyice yoğuralım ve elde ettiğimiz hamurdan ceviz iriliğinde parçalar koparıp yuvarlayalım.
  • Yuvarladığımız parçaları içinde pasta süsü ya da hindistancevizi olan tabağa atıp her tarafının bulanmasını sağlayalım.
  • Topları alıp küçük pasta kağıtlarına ya da kağıt muffin kalıplarına koyarak, hamurumuz bitene dek işlemi tekrar edelim.
  • Hazırladığımız topları buzdolabında bir süre bekletip soğuk ikram edelim.
Afiyet olsun...

10 Eylül, 2008

Brezilya Gezisinden Sonra...

Başlığın "Brezilya Mutfağı'ndan" şeklinde olmasını isterdim, ancak gezimiz daha çok gezme odaklı olduğundan sizlere yemek ile ilgili olarak sadece bir kahvaltı resmi sunabiliceğim. Resimden de göreceğiniz gibi Brezilya mutfağında kahvaltı daha çok meyvelere dayanıyor. Meyve çeşitleri tropik meyvelerle oldukça geniş bir yelpaze sunuyor, ancak biz alışık olduğumuz karpuz, kavun ve domatese bir de ananas ekleyerek yemeyi tercih ettik. Kahveye düşkün bir millet olduklarından demleme çay bulamadık ve taze sıkılmış portakal, karpuz ve ananas suyundan denemelerimiz sonunda yine portakal suyunda karar kıldık.

Gezdiğimiz gördüğümüz yerlerden bahsederek devam edeyim. Biz Rio De Janeiro ve Niteroi olmak üzere iki şehri gezdik. Eşimin gezi öncesinde yaptığı araştırmalar sonucunda gezilecek yerleri gitmeden belirlemiştik; otelin de verdiği broşürler sayesinde hiç zorlanmadan hedefimizdeki yerleri gezdik.

Kaldığımız otel dünyanın en ünlü plajlarından biri sayılan Copacabana plajında idi. Plajın en önemli özelliği beyaz kuma sahip olması ve çok geniş olması; yanlış hatırlamıyorsam en geniş yerinde okyanusa ulaşmak için 180m yürümeniz gerekiyor. Atlantik Okyanusu'na kıyı olan Rio şehrinde plajlar bizdekinin aksine otellere verilmemiş, oteller plajdan sonra yer alan 2 şeritlik yürüme ve bisiklet yolu ile 6 şeritlik oto yolundan sonra yükseliyorlar. Bu şehrin insanları hakkında aklımda kalan en önemli özellik ise sahildeki parkur boyunca güneş doğar doğmaz yürümeye ya da koşmaya başlamaları ve gece yarısına kadar bu tablonun devam etmesi diyebilirim.

Rio De Janeiro - Copacabana Plajı

Gezimizin ilk durağı Sugar Loaf olarak da bilinen Pao De Açucar tepesiydi. Tepelerle kaplı Rio şehrinde turistik amaçlı gezi yerleri oluşturmayı başarmış Rio'lular. Pao De Açucar tepesine teleferik ile çıkabiliyorsunuz. Yaklaşık 10 dk mertebesindeki bir teleferik turu için fiyat biraz yüksek; ama başta da dediğim gibi turistik amaçlı olduğundan ve de en önemlisi çıktıktan sonra gördüğünüz şehir manzarası karşısında ücreti unutup gidiyorsunuz.

Rio De Janeiro - Pao De Açucar (Sugar Loaf )

Rio De Janeiro - Pao De Açucar (Sugar Loaf )

Rio De Janeiro - Pao De Açucar (Sugar Loaf )

Gezimizin ikinci durağı ise Corcavado tepesinde yer alan Kurtarıcı İsa Heykeli idi. 741m yükseklikteki tepenin üzerinde inşa edilen bu devasa heykel özellikle Hristiyanlar için büyük anlam taşıyor. Tepeye Cog Train adı verilen özel bir trenle çıkılıyor; ancak oto ile de çıkmak mümkünmüş biz sonradan öğrendik. Biz daha çok şehir manzarası için gitmiştik, ama havanın çok sisli olması dolayısı ile hiç bir yeri göremedik.

Rio De Janeiro - Laranjeiras (Cog Train)

Rio De Janeiro - Corcavado (Cristo Redentor - Kurtarıcı İsa Heykeli)

Corcavado'da havanın sisli olması sebebiyle 1 saat kadar bekledikten sonra, havanın düzelmeyeceğine karar vererek tekrar şehre indik. Bir sonraki durağımız Jardim Botanico oldu. 200 yıllık bir geçmişe sahip olan botanik bahçenin içerisinde hem gezdik hem de ruhumuzu dinlendirdik.

Rio De Janeiro - Jardim Botanico

Rio De Janeiro - Jardim Botanico

Rio De Janeiro - Jardim Botanico

Rio De Janeiro - Jardim Botanico

Gezdiğimiz bir diğer şehir ise 15km'lik bir köprü ile Rio'ya bağlanan Niteroi şehriydi. Biz giderken köprüyü izleyebilmek için vapuru, dönüşte ise köprünün üstünden de geçmiş olmak için otobüsü tercih ettik. Bu şehirde gezi durağımız ise Museu De Arte Contemporanea (Museum of Contemporary Art) idi. Mimari yapısı ile dikkat çeken bu müzede biraz etrafı ve manzarayı izledikten sonra şehir merkezini gezmek ve alışveriş için tekrar Rio'ya döndük.

Rio De Janeiro - Niteroi arasındaki köprü

Niteroi - Museu De Arte Contemporanea (Museum of Contemporary Art)

Niteroi - Museu De Arte Contemporanea (Museum of Contemporary Art)

Yazıma Rio'da Centro olarak bilinen ama bize daha çok küçük bir New York gibi gelen şehir merkezinden birkaç resim ekleyerek son veriyorum, tekrar görüşmek üzere şimdilik hoşçakalın...


Rio De Janeiro - Centro

Rio De Janeiro - Centro

13 Mayıs, 2008

Neler mi yapıyoruz...

Günlerim tamamen oğlumla geçiyor. Yarın 7. ayını bitirecek, zaman ne çabuk geçiyor gibi gözükse de gelin siz bir de bana sorun:) İşe tam anlamıyla dönene kadar biraz daha beraberiz. Çok şey yaşadık, ama buraya yazmakla bitmez... En iyisi 1 aylıkken yaptığımız bebek mevlütünden kalma bir fotoğraf ile sonlandırayım sözlerimi, tekrar görüşmek dileğiyle...


04 Şubat, 2008

Emanetimizi teslim aldık...


Oğlumuz Tevfik Enes 14 Ocak 2008 tarihinde dünyaya geldi. Blog yazılarıma ara vermeme sebep olan bu uzun sürecin sonunda tekrar aranıza dönmek isterdim, ancak yeni hayatıma henüz alışamamışken bir çok şeyi ertelemek zorundayım. Kısa zamanda görüşmek dileğiyle...